Sağlık

Otizm

Müessir
Şubat 8, 2021

Otizme Dair Birtakım Yanlışlıklar

Otizm, hakkında pek çok bilgi içermeyen lakin toplumdaki bazı gizli profesörlerin sürekli birtakım tezler öne sürdüğü karışık bir alandır. Bu yazıyı ele almadaki maksadım bu yanlışlıklara bir özel eğitimci gözünden değinebilmektir. İyi okumalar dilerim.

Nedir Bu Otizm?

Otizm, tam ismi ile otizm spektrum bozukluğu; belirtilerini genellikle ilk üç yaş dolaylarında gösteren, çocuğun çevresiyle sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını güçleştiren hatta tamamen engelleyen bir nörogelişimsel bozukluktur. Otizm, beynin yapısını ve işleyişini zorlaştırmaktadır ve dolayısıyla gelişimsel geriliğe sebebiyet vermektedir.

Otizmin Sebepleri Nelerdir?

Otizmin tedavisini ve eğitimini zorlaştıran en büyük sebep otizmin neden meydana geldiğinin tam olarak bilinmemesidir. Bu açıdan bakıldığında otizm aslında kapalı bir kutu gibidir. Bu konudaki varsayımlar genel olarak genetik sorunlar, beynin yapısal problemleri, yüksek radyasyon, toksinler, aşılar, GDO’lu besinler, tarım ilaçları ve çok küçük ya da çok büyük ebeveyn yaşı gibi faktörlerin otizmin gelişimine sebep olabileceği yönünde olsa da bu nedenlerin hiçbiri şu an %100 bir geçerliliğe sahip değildir.

Otizm Zamanla Geçer mi?

Bu sorunun yanıtı aksi bilimsel veriler ve somut örnekler ile ispat edilene kadar hayır olacaktır. Otizmin tamamen geçtiğine dair hiçbir kanıt, örnek ya da bilimsel veri bulunmamaktadır. Alanın önde gelen uzmanlarına göre otizm belirtileri yalnızca erken tanı ve çok ideal bir eğitim ve tedavi süreci ile çok çok hafif derecelere kadar gerilese de otizm, ömür boyu süren ve etkilerini yeri geldiğinde gizlese dahi her zaman ortaya çıkarmaya hazırlanan karmaşık bir yapıdır. Otizmin derecesi her ne olursa olsun tamamen geçeceğini söylemek kesinlikle yanlıştır ve son zamanlarda sıkça duyduğum atipik otizmin geçtiğine dair bahsin doğru olmadığını üzülerek ifade etmeliyim.

Otizmliler Üstün Zekâlı mıdır?

Otizm, beyni doğrudan etki altına alan ve gelişimi engelleyen bir nörogelişimel bozukluktur. Yani bu cümlemiz aslında başlı başına bir cevap olabilmekle birlikte konuyu biraz açalım. İsmini vermeyeceğim bir kanalda yayınlanan, yine ismini vermek istemediğim bir dizi bugün otizmin tanınması ve toplumda bu konuda bir bilinç oluşması adına oldukça güzel bir yapım olarak karşımıza çıktı. Gel gelelim ki bu yapım beraberinde oldukça fazla yanlış da getirdi. Bunu ise bir sosyal medya platformunda gördüğüm bir yorum ile fark ettim. Hatta bu yorum dolayısıyla şu an bu yazıyı ele almaktayım. Söz konusu bir paylaşım otizm ile ilgiliydi ve altında aynen şöyle bir yorum vardı; “otizmliler aslında çok zeki oluyorlar.” Vay be! Yüzlerce otizmli öğrencim olmasına rağmen şimdiye kadar hiç bu arkadaşınki gibi bir tezin doğruluğunu göremedim. Acaba sorun bende miydi, yoksa toplumda yanlış algı oluşturanlarda mı? Otizm, birçok sendrom ve bozukluk ile bağlantılı olabilir. Bunlar arasında en bilinenleri Asperger ve Savant sendromlarıdır. Bu sendromlar sahip otizmli bireyler üstün zekâ belirtileri göstermekle birlikte normal birer zekâya sahip olsalar dahi birtakım zihinsel performans verileri yüksek düzeydedir ancak bu durum bütün otizmlilerin üstün zekâlı olduğunu göstermez zira otizmli bireylerin yalnızca %10’luk bir kısmı yüksek fonksiyonlu otizm dediğimiz bu üstün zekâlı kategoride yer almaktadır.

Başka Hangi Konularda Yanlış Bir Algı Oluştu?

Öte yandan bu dizide otizmli olduğu öne sürülen kişinin kendisine uzatılan bir elden silah görmüş gibi kaçması da yine otizmden uzak bir durumdur zira otizmli bireylerin çoğu temastan hoşlanmaz ancak bu durumu bir işkenceye, adeta ders çalışır gibi tekrar ve pratik yapmalara dökmez. Dokunur, tokalaşır hatta öpüşebilirler lakin sadece bunu sevmeler ve uygulama süreleri kısa sürer. Şimdiye kadar hiçbir otizmli öğrencimin uzattığım ele karşı kayıtsız kaldığını görmedim fakat dediğim gibi bu sadece kısa ve zorlama bir eylemdir. Öte yandan yüksek işlevli otizme sahip bireylerin yine büyük çoğunluğu (asla tamamına dair bir genelleme yapılamaz) bu yüksek zihinsel işlevleri görsel ve işitsel hafıza alanlarında kullanmaktadır. Dizide her ne kadar görsel hafızaya dair doğru sayılabilecek bir gösterim olsa da tıpkı orada olduğu gibi bir otizmlinin problem çözmesi, problemlere karşın hiç kimsenin akıl edemeyeceği yöntemler geliştirmesi hatta zaman zaman uzmanlara karşı ders vermesi pek mantıklı değildir zira otizmin temel belirtilerinden biri de problem çözme konusunda yetersizlik görülmesidir. Bu konudaki son ve belki de en önemli algılardan biri otizmli bireylerin çok konuşkan gibi gösterilmeleridir. Hatta kaldı ki dizide bazen hocası otizmli bireyin “gevezeliğinden” yakınmaktadır. E otizm bir sosyal ve iletişimsel gerilik değil miydi? Nasıl olur da bu adam bülbül gibi şakır? Evet otizmlilerin hepsi tamamen sus pus değildir ve bazılarının iletişim yetenekleri de oldukça iyidir lakin bunun bu dizideki kadar aşırı derecede gösterilmesi ve toplumda böyle zannedilmesi çok yanlıştır zira otizmin en temel sorunu konuşma becerilerini kısıtlamasıdır ve kaldı ki otizmi bir bireyin bu denli konuşkan olması çok da örneğine rastlanabilen bir durum değildir.

Bahsettiğim Hususlar Otizmli Bireylerin Tamamı İçin Geçerli midir?

Hayır. Bilimsel bir kanıt olmadığı taktirde hayatta hiçbir zaman kesin ve genel konuşulmaz. Birtakım çoğunluklardan bahsedilebilir lakin hiçbir konu tamamına yayılamaz. Özellikle özel eğitim gibi enteresan bir alanda bu durumdan söz edilemez. Otizm, her bireyde ayrı karakteristik özelliklere sahiptir ve doğal olarak bireyden bireye değişen birtakım farklılıklar görülür lakin bu farklılıkların genel bir düzleme alınması kabul edilemez. Bu yüzden bahsettiğimiz hususlarda elbette istisnalar olabilir fakat benim düzeltmek istediğim nokta bunların otizmli bireylerin tamamına özgü olduğu sanılmasıdır. Dilerim ki bu yanlış algıları düzeltebilmek adına bir nebze olsun faydam dokunmuştur. Otizmi tanıyalım ancak yanlış tanımayalım…

Yazar Hakkında

Bu güzel yazıyı konuk yazar olarak bizimle paylaşan Veysel Alçınkaya’ya çok teşekkür ediyoruz. Sorularınız ve iletişim için iletişim formunu ya da aşağıdaki yorumlar bölümünü kullanabilirsiniz. Veysel Alçınkaya’ya @engelleriyoksay ve @veysel_alcnkya instagram hesaplarından da ulaşabilirsiniz. Altta kendisinin kısa özgeçmişine yer verdiğimizi hatırlatırken bir kez daha kendisine teşekkür ediyoruz.

İstanbul Aydın Üniversitesi Özel Eğitim Öğretmenliği 2. sınıf ve Erzurum Atatürk Üniversitesi Çocuk Gelişimi AÖF 1. sınıf öğrencisiyim. Engelliler Eğitim Enstitüsü Derneği’nde üç yıldır öğretmenlik yapmaktayım. Toplumsal konulara değinebilmek adına İnternet Haberci adlı gazetede de köşe yazarlığı yapmaktayım.

3 Yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.