Sağlık

Diş Macunlarındaki Florürün Zararları

Müessir
Haziran 24, 2019

Flor, lise kimya dersinden hatırlayacağınız 7A grubunda (halojenler) yer alan oldukça reaktif bir element. Florün bir elektron almış haline de florür deniyor. Reaktif olmasından dolayı da doğada çok fazla bileşiği var. Bu yazıya konu olmasının sebebi ise diş macunlarına ve içme suyuna dişleri çürümeye karşı korumak amacıyla katılmasından dolayı alınabilecek fazla miktarda florürün insan sağlığına zararlarını araştırmak.

Internette yapacağınız kısa bir araştırmadan sonra florür hakkında karşınıza şu sorular çıkacaktır:

  1. Florür çocukların IQ testlerindeki başarısını düşürüyor mu?
  2. Kanser vakaları ve kanser kaynaklı ölümler ile içme suyundan florür alımı arasında ilişki var mı?
  3. Florür beyin hasarına sebep oluyor mu?
  4. Her gün vücudumuza aldığımız florür tehlikeli düzeye ulaşırsa ne gibi sonuçlar bizi bekliyor?

Bu yazıda yukarıdaki ve yukarıdakilere benzer sorulara bilimsel araştırmalarla da desteklenen cevaplar aradım.

Diş macunlarındaki florür sağlığa zararlı mı?

İçme suyundaki florürün çocukların zeka seviyeleri üzerindeki etkileri

Florünün çocukların zeka seviyelerini etkileyip etkilemediğini görmek için Çin’de 118 çocuk üzerinde yapılan ve 212 yayında referans olarak gösterilen bir araştırmada “Uzun dönemde içme suyundan yüksek oranda florür alan çocukların iq testlerinde önemli ölçüde başarılarının düştüğü” sonucuna varılmış. Linkten araştırmayı detaylı inceleyebilirsiniz.

Google scholar’da florürün IQ üzerindeki etkilerini araştırdığınızda yukarıdaki araştırmayı destekleyen birçok araştırmaya ulaşmanız mümkün.

Kanser ve florür arasında ilişki var mı?

Florürün kansere sebep olduğuna dair çok çarpıcı kısa bir video paylaşmak istiyorum. Videoda röpörtaj yapılan kişi Dr. Dean Burk; biyokimyacı, kanser araştırmacısı ve Amerika’da kanser araştırmaları yapan bir kurum olan NCI – US National Cancer Institute’da çalışmış.

Videonun girişinde çok çarpıcı bir gerçekten bahsediyor Dr. Dean. Amerika’da suya florür katılan en büyük 10 eyalet ile florür katılmayan en büyük 10 eyalet arasında kanserden ölümlerin sayısını karşılaştıran bir grafik gösteriyor. Bu grafiği daha da ilginç kılan ise kanserden ölüm oranlarının suya florür katılmaya başlandığı tarihe kadar aynı oranda olması.

Videonun tamamını izlemek istemeyenler 1:45’de yukarıda bahsettiğim grafiği görebilir.

Florür beyin hasarına sebep oluyor mu?

2012 yılında Harvard’da 27 farklı araştırmanın analizini içeren çalışmada florürün IQ seviyesinin düşüklüğü ile alakalı olduğu sonucuna varılmış.

Daha yakında bir tarihte 2018’de yapılan 26 farklı araştırmanın sentezlendiği benzer bir analiz çalışmasında 7258 çocuk üzerindeki veriler incelenmiş. Sonuç; içme suyundan yüksek miktarda florür alımı ile çocukların düşük zeka seviyeleri arasında ilişki var.

Florür deney farelerinde nöron hasarına sebep olarak farelerin beyinlerinde enflamasyonu arttırıyor. Özellikle beynin yeni şeyler öğrenmemizi ve hafızamızı kontrol eden hipokampus bölümünü etkileyerek bilişsel kabiliyeti azaltıyor. (Yang et al, 2018)

Florürün hiç mi faydası yok?

Sadece buraya kadar anlattıklarımı göz önünde bulundurursak florürü şeytan ilan edip taşlamaya başlayabiliriz ama hiç faydası yok mu?

“Bu kadar zararlı olduğu aşikar ise neden içme suyuna katılıyor?”

“Neden marketlerde satılan diş macunlarının neredeyse tamamında var?”

“Neden çocuk diş macunlarında çokça bulunuyor?”

“Ne faydası var?” gibi sorular akla geliyor.

Elbette doğada karşımıza çıkan pek çok element gibi florür de belli bir şekilde ve dozda kullanıldığında faydası olan fakat alınması gerekenden daha fazla miktarda maruz kalındığında zararı olan bir iyon. İlk etapta suya katılmaya başlanmasının da sebebi zaten diş çürükleri ile savaşmada etkili olması.

Florürün çocukların beyin gelişimini olumsuz etkilediğini gösteren araştırmalardan bahsettim. Benzer şekilde florürün diş çürümelerine karşı etkili olduğunu da bilimsel araştırmalara dayanarak biliyoruz.

Bundan dolayı florür zararlıdır ve kesinlikle uzak durmalıyız gibi bir anlayışı ben doğru bulmuyorum. Nerelerden florüre maruz kaldığımız konusunda ve günlük tüketim miktarı konusunda bilinçlenmeli ve dikkatli olmalıyız. Florürün zararlarının olduğunu duyduktan sonra konuyu araştırmaya başladım.

Peki diş temizliğinde florürlü diş macunlarına alternatifler var mı?

Florürlü diş macunlarına alternatifler mevcut!
Florürlü diş macunlarına alternatifler mevcut!

Misvak alternatif mi?

Diş temizliğinde bugün kullandığımız diş fırçası ve macunlarına alternatif olarak misvak da kullanılmakta. “Florürlü diş macunları sağlığa zararlı, misvak kullanalım” gibi ifadelerle de karşılaşabilirsiniz. Aslında bu ifade kendi içinde tutarsız.

Neden mi?

Çünkü misvakın diş temizliğinde ne kadar etkili olduğunu araştırırken, misvağın da florür içerdiğini gördüm. Bu ve bu araştırmada sizin de görebileceğiniz gibi misvağın elde edildiği ağacın dalları da (kısaca misvak) dişler için faydalı olan kalsiyum ve fosfor ile birlikte florür de içermekte.

Florür içermesi bir tarafa bu araştırmaların söylediği gerçeklerden biri de misvağın diş temizliğinde oldukça etkili olduğu. Bununla modern diş fırçalarına göre ergonomi açısından önemli bir dezavantajı olduğundan dolayı misvak ile arkadaki dişlerimizi temizlemek oldukça zor.

Dişleri temizleme kabiliyeti açısından misvağın oldukça iyi bir alternatif olduğu bilimsel araştırmalarla da deseteklendiğine göre tercih eden diş temizliğinde misvak kullanabilir. Diş fırçsı ve diş macunu ile misvağın karşı karşıya gelmesi bir tartışma konusunu aklıma getirdi:

Modern mi? Geleneksel mi?

Teknolojinin günümüzde hayatımızın her alanında bir çok yeniliği beraberinde getiriyor ancak bazı noktalarda zararları yok mu? Acaba kadim gelenekler bazı konularda teknolojinin tüm imkanlarını seferber edip önümüze sunduklarına tercih edilebilir mi?

Yanlış anlaşılmasın. Teknolojiye ve getirdiklerine karşı değilim ve hayatımızı kolaylaştıran, faydalı olan her şeye ve gelişmeye açığım ama hiç bir şeyi sorgulamadan kabul etmek zorunda değilim. Özellikle de endüstri çağında devletlerin halkların çıkarlarından daha çok büyük şirketlerin çıkarlarını korumak üzere yasalar ürettiklerini düşününce daha da çok sorgulama ihtiyacı hissediyorum.

Raflardaki ürünler şirketlerin karını maksimize etmek için daha düşük maliyete sahip ham maddeler, ürünlerin raflarda daha uzun süre kalabilmesini sağlamak için koruyucular, renklerinin daha iyi görünmesi için renklendiriciler, tatlarının daha çok hoşumuza gitmesi için tatlandırıcılar ile dolduruluyor. Ürünler ile ilgili düzenleyici yasalar insan sağlığını ve ekolojiyi koruma önceliği ile değil şirketlerin çıkarlarını koruma önceliği ile üretiliyor. Bundan dolayıdır ki zararlı olduğu bilinen ‘E’ kodlu bir çok katkı maddesi yasal olarak paketlenmiş ürünlerde çeşitli amaçlarla kullanılabilmesi yasalar ile korunuyor. Hatta tüketici gördüğünde ürkmesin diye bu E kodlu ürünleri ilgili kod ile yazmak yerine hiç birimizin anlamadığı isimleri ile yazabilme özgürlükleri de var.

Bunlar da raflardaki ürünlere şüpheyle yaklaşmama neden olan ilave sebepler.

Evet serbest piyasanın sağlamış olduğu rekabet ortamı firmaların tüketicinin ilgisini çekecek ürünleri raflara koymasını sağlıyor ama biz sağlıklı olanı mı tercih etmek için bir gayret gösteriyor muyuz? Firmaları bu tarz ticari kaygılara sahip olmaları için yönlendiriyor muyuz?

Konuyu çok da dağıtmadan özellikle raflardaki ürünlerin içeriklerine dikkat ederek tüketmemiz gerektiğini hatırlatıyorum. İçinde hiç adını duymadığımız şeylerin olan ürünleri sorgulamadan gönül rahatlığı ile tüketmemeliyiz. Paketlenmiş ürünlerdeki içerikleri de internette karşımıza çıkan içerikleri de sorgulamalıyız. İnternette pek çok sitede gördüğümüz florür en büyük zehir safsatalarını da, diş macunlarında florür olması tamamen bilimsel temele dayanıyor iddialarını da sorgulamalıyız. Florürün zararlarından bahsedip misvağı çözüm olarak gösterenler misvağında florür içerdiğinin farkında değil. Eğer misvak diş temizliğinde çok faydalı diyorsak belli miktarın altındaki florürün de bahsedilen zararlara sebep olmadığını kabul etmek gerekiyor.

Bir başka soru ile devam edelim.

Diş macunlarından başka nereden florür alıyoruz?

Kendisi çok reaktif bir element olduğundan dolayı (flor) herkesle reaksiyona girmeye çok hevesli. Zaten yazının başından beri florür olarak andığım şey aslında periyodik cetvelde soygazların hemen komşusu olan 7A grubunda yer alan, 9 atom numaralı flor elementinin bir elektron kapmış hali. Toprakta, maden sularında, kaynak sularında, şebeke suyunda florür mevcut. Toprakta olmasından kaynaklı olarak da pek çok bitkinin bünyesinde de var. Bazı bitkiler diğerlerine göre daha fazla florür barındırıyor. Sürpriz bir isim var: “Siyah Çay

Ülkemizde şebeke suyuna ekstra florür ilavesi yapılmıyor ancak suda doğal olarak belli miktarda florür bulunuyor.

Her gün bol miktarda tükettiğimiz siyah çayda da bol miktarda florür bulunuyor. 1 litre siyah çayda 9mg’a kadar florür bulunduğunu bağlantıdaki yazıdan okuyabilirsiniz.

Ayrıca yapışmaz tavalar da florürün bileşikleri ile üretildikleri için ayrı bir florür kaynağı olarak düşünülebilir. Teflon tavalar zararlı mı? konulu yazımda yapışmaz tavaların zararları hakkında daha detaylı bilgi alabilirsiniz.

Sonuç Olarak

Florürsüz diş macunlarını artık büyük marketlerden de temin etmeniz mümkün.
Florürsüz diş macunlarını artık büyük marketlerden de temin edebilirsiniz.

Diş hekimleri diş fırçasının sağladığı mekanik temizliğin diş macunundan daha önemli olduğunu belirtiyor. Bu nedenle diş macunu diş temizliğinde ikincil öneme sahip. Bir de aşırı dozda florür alınması durumunda açıkladığımız riskler söz konusu. Ayrıca florür içermeyen diş macunlarına da kolaylıkla erişmek mümkün artık.

Bu durumda biz ne yapıyoruz?

Bence gözü kapalı kullanmak için fazla şüpheli florürlü macunlar. Zaten bir sürü kaynaktan florür alıyoruz, diş macunları ile bu miktarı daha da arttırmaya gerek olmadığı kanaatindeyim. Ayrıca titanyum dioksit gibi sorgulanması gereken bir içerik daha var pek çok macunda.

Uzun süredir evimizde florür içeren bir diş macunu kullanılmıyor çünkü tadı çok güzel olan çocuk diş macunlarını 3 yaşındaki kızım yiyor. Ayrıca o macunlarda florür oranı yetişkin macunlarına göre daha fazla.

Farklı markaların florürsüz ya da misvak özlü farklı macunlarını denedik. Bazıları diş fırçalama alışkanlığı edinmenin önüne geçecek kadar kötü tada sahip, bazıları bal ile tatlandırılmış ama temin etmesi zor.

Son dönemde hayvan denek kullanmayan ve katkı maddesi de içermediğini iddia eden bir markanın macunun deniyoruz. Bu da aşırı köpürdüğünden ve sonrasında ağızda hoş olmayan bir tat bıraktığından dolayı hoşumuza gitmedi. Araştırmaya devam ediyoruz yani.

Sizler ne düşünüyorsunuz?

Deneyimleriniz neler?

Çocuklarınıza gönül rahatlığı ile florürlü macun kullandırıyor musunuz?

Tüm bunları aşırı süphecilik olarak mı görüyorsunuz?

Yorumlarda paylaşabilirsiniz.

Sağlıklı ve mutlu bir yaşam dileği ile…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.