Okul öncesi çocuklar için eğitici hikayeler serimizin bu bölümünde kardeşliğin önemini ve kardeşlerin birbirleri için ne kadar kıymetli olduklarını vurguladığımız bir hikaye ile karşınızdayız. Hikayeyi dilerseniz metin üzerinden okuyabilir ya da bizim seslendirmemiz ve çizimler eşliğinde çocuğunuzla beraber izleyebilirsiniz. Sözü uzatmadan sizi “Kardeşlik” adlı hikaye ile baş başa bırakıyoruz.
Kuşların cıvıl cıvıl ötüştüğü bir sabah Leyla Hanımların evinden yine kavga sesleri geliyordu. Leyla Hanım da Murat Bey de artık bu kavgalardan bıkmış usanmışlardı. Evin içinde ne biraz olsun huzur kalmıştı ne de sessiz bir köşe. Birbirine yakın yaşlarda 3 kızları vardı; Zehra, Özüm ve Mercan. Üçü de ayrı ayrı çok akıllı çok güzel çocuklardı ama yan yana gelince her şey değişiyordu. Konuşmaları, oturmaları, yemek yemeleri hatta uyumaları bile birbirlerinin sinirlerini bozuyordu. Sürekli evde bir kıskançlık olduğu için Leyla Hanım ve Murat Bey de şaşırmıştı onlara nasıl davranacaklarına.
Aslında birbirlerini çok seviyorlardı. Mesela parkta başkalarına karşı hep birbirlerini kolluyorlardı ya da aralarından biri hastalanınca sanki diğerleri daha çok hastalanıyor, hasta olan hangisi ise ona nasıl bakacaklarını bilemiyorlardı. Ama son zamanlarda evdeki bu huzursuz ortam anne ve babayı kesin bir çözüm bulmaya zorlamıştı. Uzun uzun düşündükten sonra kızları bir süre birbirlerinden ayırmaya karar verdiler. Kura yoluyla Zehra anneanneye Özüm babaanneye gitti. Mercan evde kalmıştı. İlk bir kaç gün hepsi de çok mutluydu. Nasıl mutlu olmasınlar ki… Tüm oda onlarındı. Etraflarındaki herkes sadece onlara ilgi gösteriyordu. İstedikleri çizgifilmi izliyorlardı. Öyle mutluydular ki… Bir gün, iki gün, üç gün her şeyin keyfini çıkardılar. Fakat o da ne? Odada tek başına olmak çok da güzel değildi sanki… Tüm ilginin onlarda olması biraz iyiydi ama sanki biraz da sıkıcıydı… Hiç özgür değil gibiydiler. Mücadelesiz izlenen çizgifilmin hiç bir zevki yoktu ki… Birlikte olmadan eğlenemediklerinin her gün biraz daha farkına vardılar. Birlikteyken daha mutlu olduklarını gördüler. Özlemleri büyüdü, büyüdü büyüdü…
10. Günün sonunda hepsi de kardeşleri olmadan eksik olduklarını anladılar. Zehra ve Özüm eve döndü. İlk karşılaştıkları an koşarak birbirlerine sarıldılar. Öpüştüler hasret giderdiler. Sonra anne ve babalarının onlara ne anlatmak istediğini anladıklarını bundan böyle eskisi gibi kavga etmeyeceklerini söylediler ve bunun için söz verdiler. Odalarına geçtiklerinde geride bıraktıkları 10 günde neler yaptıklarını anlattılar birbirlerine. Hepsi benzer şeyler yaşamıştı fakat hiç eğlenmemişlerdi. 3 kız kardeş birbirlerine tekrar sarıldılar ve anladılar ki hayattaki en güzel şey birlikte olmaları, en eğlenceli şey birlikte gülmeleriydi. Bu tecrübeden aldıkları dersi hiç unutmadılar ve bir daha küçük tartışmalar dışında hiç kavga etmediler. Eee olsun o kadarcık da değil mi?