Mizaç İlmi

Merhaba merhaba merhaba; bugün sizinle kısa süre önce tanıştığım, öğrenmeye ve anlamaya çalıştığım bir konuyu tanıtmaya geldim sevgili dostlar. Heyecanımı mazur görün çünkü sanki ruhumun şifalandığına şahit oluyorum ve bu sürece sizleri de dahil etmek istiyorum. Her zaman sizi düşündürmek zorunda değilim ki, biraz da faydalı şeyler paylaşalım değil mi? Peki herkes meraklandı mı, hazır mıyız? Bilmeyenler için güzel bir ilmin kapısını aralayacağım şimdi: “MİZAÇ İLMİ”. Bu konu o kadar derin ve hayatımızın her yerinde ki o yüzden ben sadece size duyuracağım ve devamını size bırakacağım.

Mizaç ilmine göre her şey alemin kaynağı olan dört elementten başlıyor. Bu dört elemente felsefede, tıpta, matematikte, Kur’an’da, bilimde yani her yerde rastlıyoruz. “Ben neyden, nasıl var oldum?” sorusuna cevap ararken karşımıza bu dört element çıkıyor. Birçok cevabı vardı felsefede bunun ama buna Empedokles “Dört element vardır ve alem bu dört elementten oluşur.” diyerek noktayı koydu.

Mizacı oluşturan 4 Element

Peki nedir bu dört element? Hava, su, ateş ve toprak. Bunları zaten hepimiz biliyoruz. Ayrı Aristotales ekliyor: “Hava, su, ateş ve toprak olmak üzere dört element vardır ve bu dört element soğukluk, sıcalık, kuruluk ve ıslaklık olarak da dörde ayrılır.”. Yer yüzünde var olan her şeyde rastlıyoruz bu dört elemente. Duyu organlarımızın algıladığı her şeyin bir baskın elementi var. Tüm insanlar bu elementleri içinde barındırıyor. Fakat birinin ağırlığı sonucu bizim mizacımızda o hüküm sürüyor. 

4 Elementin insan mizacındanki yansımaları

Peki bu dört element neleri ifade ediyorlar?

• Ahlak – Ateş
• Ruh – Su 
• Akıl – Hava
• Madde – Toprak

Bunların vücudumuzdaki halleri nelerdir peki?

• Kemikler – Toprak
• Kan – Hava
• Sıvılar – Su
• Asit – Ateş

Yani bizi ruhsal ve fiziksel olarak bu dört element oluşturuyor. Şimdi mizacı karakter ile karıştırmamamız gerektiğini anlamışızdır umarım. Karakter, mizacın içinde sadece bir parça. Mizaç dediğimiz şey bizi biz yapan her şey. Hayatımızda var olan dört sayısıyla ilgili her şey aslında bu dört element ile ilgilidir; dört mevsim, insan ömrünün dört zamanı, dört melek, dört halife(en bariz farklılığı onlarda görürüz zaten)…

Mizacın hayatımıza etkileri

Hepimizin hayatında baskın olan bir element vardır ve bu elementin özellikleri bizim mizacımızı oluşturur dedik. Yani bizim davranışlarımızı, yememiz gereken ya da kaçınmamız gereken yiyecekleri, mutluluk ve başarı ile çalışacağımız işimizi, eş seçimimizi, mekan seçimimizi kısaca her şeyimizi mizacımıza göre seçer ve denge içinde yaşarsak mutlu, sağlıklı ve huzurlu oluruz. Sürekli neşeli ya da sürekli sinirli arkadaşlarınız vardır; kimisi her şeyi içine atar, kimisi o kadar gamsızdır ki sizin sinirlerinizi bozar. Her şeyi kafaya takanlara kim, hangi doktor ne derse desin üzülmekten ve kendilerini yemekten vazgeçmezler. Çünkü onlar TOPRAKtırlar. Her şeye aniden parlayan sonra yaptığı söylediği her şeyden pişman olanlar vardır. ATEŞtirler. Her ortama uyum sağlayan, arayı bulan, hesapçı ve akılcı insanlar vardır. SUdurlar. Doğayla ilgili, gözü yükseklerde, enerjik ve sanatçı ruhlu tanıdıklarımız vardır. HAVAdırlar.

Bunlar sadece Mizaç İlmi deryasında birer yudum su. Bu ilmi tanıdıkça, kendinize ve çevrenize farklı bir gözle bakıyorsunuz. Hastalığın size nereden geleceğini bildiğiniz için kendinizi koruyabiliyorsunuz.  Bu ilmi bilmek o kadar faydalı ki kendinizi, evladınızı, eşinizi, kardeşinizi, anne-babanızı, arkadaşlarınızı gerçekten tanıyor ve daha affedici ya da müsamahakar oluyorsunuz. Elbette en başta kendinize. Tüm insanlar birbirinden  farklıdır, bu ilim bize bunu söylüyor aslında. Bu ilim öyle güzel ve kuşatıcı ki bunu bütün öğretmenlerin, doktorların, iş verenlerin bilmesi şart. Hep deriz ya hani, ” Aynı ana-babadan, aynı imkanlardan nasıl olur da bu kadar farklı çocuklar çıkar.” diye. İşte bunun cevabını bu ilim ile tanıştıkça kendinize veriyorsunuz.

Neden bu kadar etkilendim?

Benim mizacım Sevdali(toprak) ve kuru-soğuk; inanın yaşadığım rahatsızlıklardan tutun da, yediğim zaman bana dokunan  ya da beni mutlu eden yiyeceklere kadar her şey ben!  Öğrendikçe inanamadım ve mutlu oldum. Çünkü kendimi o kadar çok yordum ve suçladım ki bazı konularda. Kendimi sanki yeniden tanıyorum, sanki gerçek UMAY’a yolculuk yapıyorum. İnanın evimin havası değişti. Eşimi, çocuğumu sanki daha iyi anlıyor ve kabul ediyorum.

Son olarak

Neyse çok uzatmayayım. Ben faydalanıyorum ve sizlerin de faydalanmasını istiyorum. Çünkü bu kadar zorluğun arasında, hayat beni oradan oraya vururken sanki elime dünyayı ve dünyamı anlamak için bir kılavuz geçti. Bence bu kılavuza hepimizin ihtiyacı var. Hayat zor ve en ufak yardım bile pırlanta değerinde. Bu alanda daha çok öğrenecek ve fırsat buldukça sizlerle öğrendiklerimi paylaşacağım. Kendinize bir iyilik yapın ve bu ilim ile tanışın. Yüce Allah bizi karanlıkta bırakır mı? Açın hadi ışığı.

Buradan başlayabilirsiniz: