Aktüel

Mucize

Umay Hatun
Haziran 18, 2020

Size her gün yaşadığımız mucize nedir diye sorsam bana ne dersiniz? En iyi tarafından bakıp “nefes almak” mı yoksa daha arabeskçe yaklaşıp “bu dünyada yaşamak” mı dersiniz? Ben uyandığım her gün bize verilen bu mucizeye şükrediyorum. Hele de ağlayarak uyuduğum gecelerin sabahında daha az acı çekerek uyandıysam…

Daha fazla bekletmeyeceğim sizi, bence bize sunulan en büyük mucize
‘unutmak’. Muallim Naci şöyle diyor; “Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür.” yani insan unutur. Bazen çektiği acıyı, bazen sevdiğinden ayrılışını, bazen göz yaşını , bazen kinini, küslüğünü, nefretini bazen ise delicesine mutlu olduğu o anı. İyiki de unutur. Ya gecenin en karanlık anında takılı kalmak gibi acının en derin yerinde takılı kalsaydık. En sevdiğimiz tarafından kırılan kalbimiz hep ilk kırıldığı zamanki acısını korusaydı. Güvendiklerimize olan inancımızın bittiği ve “asla bir daha kimseye güvenmem” dediğimiz kararla devam etseydik. O çok istediğimiz şeyi elde ettiğimiz andaki mutluluğu unutmasaydık mesela başka başka isteklerimiz, hedeflerimiz olur muydu? En yakınımızın öldüğü o gün yaşadığımız o çaresizlik, kimsesizlik duygusu hiç bitmeseydi. Evet bence de delirirdik. Delicesine aşık olduğunuz kişi sizi öylece bırakıp gittiğinde, içinizden her an kalkan cenazesinin acısını unutmasaydınız… Kesinlikle bence de “Mecnun olurdunuz.” Mecnun olmayı da tatmış ama unutmayı başarmış Ahmet Selçuk İlkan şöyle anlatıyor bir şiirinde:

Unutmak büyük nimet...
Unutmak büyük nimet…

Değişen ben miyim öyle
Ben miyim eski sevdalara mendil sallayan
Şu eller
Şu gözler
Şu kalp benim mi yoksa
Ya şu gülen adam ben miyim? ..

Demek ki unutmuşum
Demek ki kurtulmuşum bütün acılarda
Geceler karanlık değil, uzun değil
Anlamsız değil şu dünya
Yaşamamak elde değil…

Ağaç ağaca benziyor artık
Deniz denize
Çiçek çiçeğe
Şiirler yazmıyorum artık bak
Gözlerinin güzelliğine…

Ohh! Ne iyi unutmuşum
Unutmuşum yıllanmış elbiselerim gibi seni
Çıkarıp atmışım sandık sandık kalbimden
Bütün kederlerden
Bütün üzüntülerden
Nihayet kurtulmuşum…

Peki nedir yarınlara dair bize hayaller kurduran, cenneti ve cehennemi unutturan en iyi ama en kötü unutuşumuz? ÖLÜM… Eğer ölümü unutmasaydık kurabilir miydik seneler sonrasının hayallerini? Çocuklarımızın düğünlerini, torunlarımızı, çok başarılı olan işimizi, seyehatlerimizi planlayabilir miydik? Her şeye rağmen iyiki var unutmak. Yoksa bunca açlığı, yoksulluğu, tecavüzü, terörü, felaketi, acıyı, yalancıyı, adaletsizliği bilerek rahat nefes alabilir miydik? Bu kahrolası dünyaya çocuk getirebilir miydik?

Ey unutmak! Sen benim bu dünyadaki mucizevi nimetimsin. Çünkü sen olmasan kırpmazdım bir dakika olsun gözümü, dinmezdi gözyaşım ve affetmezdim bana yapılan yanlışları. Dostlarım, arkadaşlarım, sevdiğim olmazdı. Kalbimin kırgınlığı hiç geçmezdi. Güzel olan şeylere ilk günkü tazeliğiyle sevinemezdim. Ölümün soğukluğuyla ömrümü hakkıyla sürdüremezdim. Sen bize verilen su kadar aziz bir nimetsin, UNUTMAK!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.